Harran Notları / Şanlıurfa
Gezilerimizi kayıt altına almaya karar verdikten sonraki ilk gezimiz olması nedeniyle heyecanlı bir gezi olmuştu bizim için. Daha önce de gitmiştik Harran'a, birkaç resmimiz de vardı; ama bu sefer yeni resimleri daha güzel çekmeyi ve oranın dokusunu daha güzel yansıtmayı hedefleyerek çıktık yola.
Evimizden yaklaşık 50 km uzakta, pamuk tarlalarından yola serpilen bembeyaz pamuklarla çevrili bir yolda gerçekleştirdik ulaşımımızı.
Gidiş geliş olarak; ayrılmış çift şeritli yolda seyrederken araçlardan sıçrayan taşlara dikkat etmek gerektiğini takipçilerimize hatırlatalım. Yol düz ve rahat olsa bile yavaş gitmeye özen gösterilmeli.
Harran'a vardığımızda rotamızı kale olarak belirledik. Burada hem resim çektirmek hem de kaleyi gezmek için durduğunuzda sizi birkaç görevli karşılıyor. Bütün bölgenin geniş bir açık hava müzesi olduğunu ve oralarda halkın hala yaşadığını da böylece öğrenmiş bulunduk. Eğer müze kartınız varsa kimliğinizle birlikte gösterebilir veya müze bileti satın alabilirsiniz. Bizim her iki ziyaretimizde de kale tadilatta olduğu için kaleyi gezemedik; yine de birkaç resim çekmeyi tabii ki ihmal etmedik.
Bu bölgede görevliler sizlere rehber ihtiyacınız olup olmadığını da soruyorlar. Biz rehber istemediğimizi belirtip kendimiz gezmeyi tercih ettik. Rehber ile anlaşırsanız, ister yürüme mesafesinde kendisiyle birlikte gezebilir; isterseniz aracınızla gezerken rehberinizin size eşlik edip, gezdiğiniz yerlerin hikayesini anlatmasını isteyebilirsiniz.
Kale'den çıktıktan sonra biz rotamızı Harran evlerine çevirdik. Yol üzerinde de birkaç kümbet evin resmini çektik.
Harran evlerine ulaştığımızda bizim en çok hoşumuza giden şey kesinlikle evlerin içindeki kıyafetleri giyerek resim çekilmek oldu.
Hem evlerin iç kısmında; hem de dış kısımlarında bol bol resim çekinmeyi unutmamanızı öneririz.
Yukarıdaki resimler her iki ziyaretimizde çekildiğimiz resimlerden oluşuyor. Dış mekan kadar, evlerin iç kısımları da ilgi çekici.
Evlerin iç kısımda, insanların yaşama alanlarına dair ilginç hatıralara şahit olmak mümkün. Gittiğimiz ikinci bir evde ise daha geniş alanda resimler çekme fırsatına sahip olduk.
Üstteki resimlerde, uzaktan olsa bile tarihi üniversite kalıntıları görülebiliyor. Dileyenler daha yakına girip inceleme ve resim çekme fırsatına sahip olabiliyor.
Yolculuğun sonuna gelirken sizler de bizim yaptığımız gibi çevredeki çocuklara çikolata verebilirsiniz. Bu çocuklar aslında o bölgede yaşayan halkın çocukları. Eşim her seferinde evden getirdiği bir torba çikolatayı çocuklara dağıtırken hem onların yüzündeki; hem de eşimin yüzündeki mutluluğu görmek beni çok mutlu etmişti.Siz takipçilerimize de kesinlikle aynı şeyi tavsiye ederiz.
Bir sonraki gezimizin notlarına kadar, sağlıcakla kalın...
Burcu ve Hakan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder