Paris Gezi Notları

PARİS GEZİ NOTLARI



Her gezginin gitmesi gereken yerlerden birisini sunuyoruz sizlere bu seferki gezi notumuzda. Romantizm, tarih, kültür, eğlence, sanat, ne ararsanız bulabileceğiniz bir yer Paris. Fransa'nın başkenti olmasının yanı sıra, namı ülkenin kendisinden daha büyük olan bir şehir.


Biz yolculuğumuzu hava yolu ile planladık. 2 tane havalimanı olan şehire ülkemizden hava yolu ile ulaşım oldukça rahat. Yaklaşık 3 buçuk saat süren yolculuk sonrasında Charles de Gaulle havalimanına iniş yaptık.


Biz gezimizi tur ile satın almıştık. O yüzden tur otobüsü ile şehrin dışında bulunan otelimize geçtik. Ancak Paris içerisinde ulaşımın oldukça kolay olduğunu belirtmek isteriz. Zaten yazımızın devamında da bundan bahsedeceğiz. Konaklamanızı şehir merkezinde ayarlayabileceğiniz gibi, eğer tercihiniz bu yöndeyse şehir merkezinin dışında da ayarlayabilirsiniz.


Şehirde İngilizce pek fazla kullanılmıyor. Yabancı dil bilen kişi sayısı az olduğu gibi, aynı zamanda bilenler de çok fazla tercih etmeyebiliyorlar. Yine de bir şekilde konuşabilecek kişileri bulabiliyor ve işlerinizi halledebiliyorsunuz. Bu dediğim olayı özellikle toplu taşıma kullanırken çokça yaşıyoruz. Bütün metro ağında bir tane bile İngilizce tabela yok.


Metro ağı demişken. Biz tatilimiz boyunca ulaşımımızı hep metro ile sağladık. Diğer alternatifler ise otobüs ve taksi. Metrodan bahsedecek olursak: ilk yapmanız gereken şehre iner inmez bir metro haritası edinmek veya resmini çekmek olmalı. İlk başta çok karışık görünen bu metro ağı haritası, takip etmeyi öğrendikten sonra çok kolay. 1.95 Euro fiyat ile bir bilet alabiliyorsunuz. Eğer toplu almak isterseniz 10 lu aldığınızda tanesi 1.45 Euroya geliyor. Otobüs ve metro için ayrı ayrı bilet kullanmanız lazım. Bizim kullanmadığımız ancak şehirde çok yaygın olan bir yöntem daha var. Telefonunuza bir uygulama indiriyorsunuz ve şehir içerisinde çokça bulunan elektrikli scooter, bisiklet noktalarına gidiyorsunuz. Uygulama sayesinde istediğiniz dakika kadar bunları kullanabiliyorsunuz. Süresi bittiğinde ise olduğu yerde bırakabilirsiniz.


Paris'e ne zaman gidilmeli sorusuna gelirsek. Sanıyoruz ki bu sorunun cevabı, kendinizi ne zaman şanslı hissederseniz olmalı. Paris yılın pek çok döneminde yağış alan bir şehir ve önceden kestirmek çok zor. Yılın her döneminin çok güzel olduğunu araştırmıştık ve biz tercihimizi sonbahardan yana kullandık. Bizim şansımıza döneceğimiz gün dışında bir damla bile yağmur yağmadı, o gün de çok sorun olmadı. Sıcak bir dönemde gitmenizi yine de tavsiye etmiyoruz çünkü şehirde gerçekten de havanın sıcak olduğu anlarda hissedilen bir koku mevcut.


Paris'te ne yenir sorusunun cevabı ise çok zor değil. Pek çok fastfood restoranı olduğu gibi Paris'e gelmişken soğan çorbası içip salyangoz yemek isteyenleri biz tutmayalım. Evet bu iki yemek çok yaygın; hayır biz denemedik. Sokakta yürürken bir Fransız'a nerede ne yiyebilirim diye sorarsanız size bifteklerini de önerebilir.


Biz bu gezi notumuzda, sizlere elbette gezdiğimiz yerleri anlatmaya çalışacağız. Ancak şunu da belirtmek lazım ki; gerçek Paris kimilerine göre bu değil. Biz romantik ve popüler bir gezi planlamıştık. Eyfel'de bol bol resim çekildik, Sen Nehri'nde yürüyüş yaptık, Louvre müzesini gezdik, Montmartre'de dolaştık, Pantheon ve Notre Dame Katedrali'ni gezdik, Champ Elysees (Şanzelize)'de zaman geçirdik. İç mekanları pek görmedik, Latin mahallesi'ne gitmedik. Demek istediğimiz; tabi ki de Paris'i her yönüyle değerlendiremedik.


Bu yazı, bizim gibi, aşk dolu bir Paris gezisi geçirmek isteyen çiftler için =)


Dilerseniz yazımıza Paris'in ikonu Eyfel kulesi ile başlayalım;


Eyfel Kulesi


Eyfel Kulesi'nin yapımı 1889 yılında tamamlanmış ve Fransız devriminin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiş. Tamamlandığında pek çok görüş ayrılığına neden olmuş bu demir kule. Bazı sanatçılar dev bir sokak lambasına benzediğini bile ifade etmiş ve utanç kaynağı olarak görmüşler. Ancak bütün bu görüş ayrılıklarına rağmen açıldığı sene içerisinde yapım masraflarının dörtte üçünü karşılayabilmiş ve sağladığı iletişim imkanını da düşününce Paris'in simgesi olarak günümüze kadar gelmeyi başarmış.












Eyfel kulesini görmek ve tadını çıkarmak isteyen bir gezginin bilmesinde fayda oluğunu düşündüğümüz bazı bilgiler var ve bunları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Öncelikle, eğer kuleye çıkmak istiyorsanız sabahın ilk saatlerinde sıraya girmenizi öneririz. Paris' te yapılması gereken çok fazla şey ve gezilecek çok yer var, Eyfel kulesine çıkmak için beklenen kuyruk ise çok uzun. Günün erken saatleri nispeten daha sakin oluyor.


Resim çekmek için ise Eyfel' in dört bir tarafını dolaşmanızı ve hemen her noktayı kendi gözlerinizle görmenizi tavsiye ediyoruz. Zaten şehir mimarisi pek çok noktadan Eyfel' in görülebilmesi için uygun. 

Bütün bunların yanı sıra, özellikle Jardins du Trocadero (Trocadero Gardens / Trocadero Bahçeleri) ve Park Champ de Mars'tan resim çekmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Hatta Champ de Mars'ta çimlerin üzerinde piknik yapmak için planınızda yer açmanızı öneririz.

Eyfel için gezi planınızda mutlaka gündüz ayrı, hava karardıktan sonra ayrı yer açın ve her iki halini de görün. Akşamları saat başı yapılan ışık şovuna yetişmeye çalışın. Bütün bunları yaparken ve Eyfel'in çevresini turlarken de çevredeki güzelliklerin tadını çıkarmayı unutmayın. Yürüyüş parkurları ve park alanları nefesinizi kesecektir.

Unutmadan Eyfel'e ulaşmak için metro hattında Tracedero durağında inebilirsiniz (aynı zamanda parkın adı, hatırlaması kolay). Sizler de bizim gibi yürümeyi sevenlerdenseniz, Zafer takından (Arc de Triomphe) ve Şanzelizeden (Champs-Elysees) yürüyebilirsiniz.










































































































































Eyfelin çevresinde hediyelik eşya satan pek çok dükkan ve sokak satıcısı da bulunmakta, akılda tutulabilir.








Ayrıca, Paris içerisinde panaromik şehir turu yapan hop-on/hop-off bus' ların kalkış duraklarından birisi de burası. Bunları kullanarak kısıtlı zaman içerisinde şehrin büyük kısmını görebilirsiniz. Bİr kere bilet aldıktan sonra istediğiniz noktada inebilir ve sonrasında gelen diğer otobüsü de aynı biletle kullanabiliyorsunuz. Tabi ki el ele yürümeyi seven aşık gezgin çiftler olarak biz bunu tercih ediyor muyuz? (Hayır) =))




Eyfel ile notlarımızı aktardıktan sonra sizleri bir diğer Paris ikonuna davet ediyoruz, Arc de Triomphe, Türkçesiyle Zafer Takı.

Arc de Triomphe (Zafer Takı)



Napolyon Bonapart, Austerlitz savaşında galip gelen fransız askerlerine seslenmiş ve "Evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz." demiştir. 18 Şubat 1806 tarihinde Zafer Takı'nın inşa edilmesini istemiştir. Napolyon Bonapart'ın ilk düşüncesi, Zafer Takı'nı Louvre Müzesi ve Bastille meydanından geçen uzun bir caddenin başlangıç noktası yapmaktır. 

Zafer takı, Charles de Gaulle Meydanı'nın ortasında, Şanzelize caddesinin batı kısmında yer almaktadır ve Boyu 45 m, eni 22 m, yüksekliği ise 49 metredir. Bu nokta bizim için çok önemli. Ana metro hattının aynı isimle anılan Charles de Gaulle meydanı gezimizin esas ulaşım noktamız olarak yer aldı. Bu noktada metrodan inerek Eyfel'e yürüdük ve aynı şekilde hep bu noktadan başlayarak doğu tarafına doğru gezimize devam ettik.

Zafer takı hakkında bilgilere devam etmeden önce, bu noktadan doğu yönüne doğru yürümeye devam ederseniz sırasıyla Şanzelize'yi kateder, Franklin D. Roosevelt meydanına ulaşır, Concorde meydanı ve Sarayını geçer, Jardin des Tuileries ( Tuileries bahçeleri)'i görür, Louvre Müzesini ziyaret eder ve Chatelet'e ulaşırsınız. Bu noktadan da aşağı inerek Notre Dame' a varırsınız. Jardin des Tuileries'in hemen karşısı, nehrin karşı tarafı, Orsay sarayıdır. Notre Dame' a gittikten sonra Pantheon ve Saint Germain kilisesi de yürüme mesafesindedir.

Biraz yorucu olmasına rağmen bu güzergah yürümeyi sevenler için eşsiz bir deneyim sunuyor.


















Louvre Müzesi



Bu müze için nasıl bir başlangıç yapmak istediğimize bir türlü karar veremedik. Sanat ile ilgilenen ve müzeyi gezmek isteyen birisi için günler yetersiz kalır, burası dünyanın en büyük sanat müzesi. Bizim gibi resim çekmek isteyenler için ise başka bir açıdan cennet. Eğer bir gün için bile olsa girip müzeyi gezmeyi düşünüyorsanız o gün başka plan yapmamanızı öneririz.

Ulaşım konusuna gelince, Zafer Takı'nda bahsettiğimiz güzergah ile yürüyerek ulaşabileceğiniz gibi, A1 metro hattını kullanarak tam bu noktadaki duraktan da inebilirsiniz.






























Aşağıdaki 3 resme dikkatinizi çekmek istiyoruz!!! 








Bu resimde en ilerde Zafer Takı ve bir adet dikilitaş (concorde Meydanındaki Luksor dikilitaşı)  gözükmekte. Hemen arkamızda ise Louvre Piramiti mevcut. Bu üç nokta kusursuz bir şekilde aynı hizada bulunmaktadır.






















































Louvre müzesinin giriş kapısının olduğu alt taraf alışveriş yapmak ya da en azından gezinip zaman geçirmek için güzel bir nokta.


















Yazımızın bu kısmına kadar hem sanatsal; hem de turistik olarak cezbedici içerikler sunan yerleri paylaştık sizlere. Bir sonraki alt başlığımız ise tam bir alışveriş caddesi, Şanzelize.

Champs-Elysees (Şanzelize)

Bu cadde Paris' in en güzel caddesi olarak gösterilmektedir, Fransızlar ise dünyanın en güzel bulvarı olarak nitelendirirler. 

Adını ise Elysion ovalarından almıştır. Ne anlama mı geliyor? Yunan mitolojisinde Elysion ovaları cennet olarak gösterilmektedir.

Şanzelize caddesinin genişliği 70 metreymiş, uzunluğu ise 1950 metre. En az bir defa gidiş geliş olarak gezmenizi tavsiye ederiz.

Cadde üzerindeki restoranlarda ise istediğiniz ağız tadına uygun yemekleri bulabilirsiniz.













Düz bir alanda yürüyüşler, git geller ve resimlerden sonra rotamızı biraz da yükseklere çevirelim mi? Sırada ressamlar tepesi var o halde; Montmartre.


Montmartre (Ressamlar Tepesi)


Paris şehrinin kuzey kısmında şehrin merkezinin dışında sayılabilecek bir alanda bulunan Montmartre 130 metre ile Paris'in en yüksek rakımlı bölgesidir.


Tepeye ulaşmak için funiküler kullanabilir, ya da beklemeye ne gerek var diyip merdivenleri yürüyerek çıkarak bizim gibi nefes nefese kalabilirsiniz.


Paris'in tepeden fotoğraflarını çekebileceğiniz bu bölgede sanatçıları izleyebilir, portrenizi çizdirebilir ve bileğinize bilezik takıp (kendinizi daha ne olduğunu anlamadan, bileğinizde kesmeden çıkaramayacağınız bir şekilde düğümlenmiş bileziğe bakarken bulabilirsiniz) satın almak zorunda bırakılan satıcılarla kavga edebilirsiniz. Ama ne olursa olsun, hoşunuza giden bir yerde kahvenizi için bu bölgede. Aynı zamanda sokak lezzetlerini denemek için de güzel bir alternatif.
















































 Seine (Sen) Nehri, Pantheon ve Notre Dame 

Fransa'nın ikinci en uzun nehri olan Sen nehri, Paris'in içinden geçmektedir. Nehir boyunca yürüyüş yapmak bizim için bir keyifti. Alternatif olarak nehirde tekne turları da mevcut ve şehrin pek çok ikonik noktasını görme imkanı sağlıyor.


Biz yürüyerek Sen nehrini katetmeyi, Notre Dame'a ulaşıp karşıya geçip Pantheon'a ulaşmayı tercih ettik.


Gezimizin bu ayağı zaman azlığından dolayı biraz zayıf kalmış olabilir. Ne dersiniz, belki de buralar ve Paris'in sanatsal kısmı ile daha pek çok yer, ilerde başka bir gezi notumuzda kendisine tekrar yer bulacaktır.





































































































































































































 Bizim çok keyif aldığımız bir gezi oldu Paris gezisi. Gezi notu haline getirip sizlerle paylaşmak için bilgisayarın başına oturduğumuzda da aynı heyecanı tekrar hissettik. O kadar çok şey vardı ki anlatılacak, o kadar çok aktivite vardı ki yapılacak... Nasıl hepsini yapmaya günler, haftalar yetmezse; Paris gezimizi anlatmaya da kelimeler yetmiyor. Yazımıza her göz attığımızda ekleyecek bir şeyler bulduk.

Umarız bu gezi notumuz da hoşunuza gitmiştir. Bizler şimdi bir sonraki gezimiz için plan yapmaya gidiyoruz. Bir sonraki gezi notumuzda sizlerle buluşana kadar, sağlıcakla kalın...




Burcu ve Hakan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En son yayınlanan yazımız;

Tayland Gezi Notları

Tayland Gezi Notları Bu yazımızda sizleri alışık olduğumuzdan daha farklı bir gezi notu ile karşılıyoruz, Tayland.  Neden alışı...